Message
Doğduğumuz andan itibaren bu FANİ dünyada bir koşuşturma içinde yeralırız. “FANİ” kelimesini kafanızın bir köşesine yazın ve hiç unutmayın. Çünkü “FANİ” kelimesi sizin bu dünyadan öbür dünyaya, bu boyuttan öteki boyuta, kabir alemine geçişinizin anahtarıdır.
Evet, bu dünya koşuşturması özellikle okul hayatını bitirip, iş hayatına atıldığınız zaman daha da bir hızlanır. Özellikle büyük şehirlerde yaşıyor ve merkezi bir yerde çalışıyorsanız, sokakta yürürken bu koşuşturmacaya gözleriniz ile de şahit olursunuz. Bir sürü insan, herkes bir taraflara gidiyor, caddeler araba dolu, korna sesleri...
Böyle bir ortamda çalışanların, hele bir de yaptıkları iş de stresli ise büyük bir çoğunluğunun şöyle bir hayali vardır; “Ah bir emekli olayım, şöyle sessiz sakin ufak bir kasabaya yerleşicem, müstakil bir ev bir de bahçesi olsa tamam. Birşeyler ekerim.”
Ben bu duruma “Toprak Çağırıyor” derim. Size hiç oldumu bilmem beni çok çağırdı. Toprak verdiğini geri ister...
Bazıları da hayalini şans oyunlarında arar. Kısacası hedefler benzer, ulaşmak için farklı farklı yollar dener insanoğlu. Zaten bir hedef te olmasa çekilmez bu hayat, öyle değil mi?
Bir de bunun öncesi vardır okul hayatı. En sıkıcısı da odur di mi? İnsan bir an önce büyümek ister. İleride bir işimize yarayıp yaramayacağını bilmediğimiz bir sürü ders, ezber, sınavlar... Şimdiler de öğrencilerin işi daha da zor! Çocuğum sosyal olsun, onu bilsin, bunu da öğrensin diye hafta sonunda gidilen kurslar. Bazılarını dinliyorum aklım almıyor sabah bale, öğlen keman, akşamüstü yüzme, binicilik, buz pateni,.......
Millet çıldırmışçasına kendisinin yapmak isteyip de yapamadıklarının acısını çocuklarından çıkarmakta. Yada anlam veremediğim bir karşılaştırma yarışı. Bak onun çocuğu şu kursa gidiyor, şunu şunu biliyor, vah bizim ki geri kaldı, cahil olacak, ileride düzgün bir karakteri olamayacak, iyi bir işi olamayacak.
Aman devlet okulları şöyle, böyle. Bak bir sürü özel okul açıldı, biz de mi acaba imkanlarımızı zorlasak, hem ilerisi için de iyi, üniversiteye girişte daha başarılı olur. İyi bir de üniversiteye soktuk mu tamam. Sonra nasıl olsa iş GANİ!
Sonrasında bizlerin yaşadığı bu anlamsız “Çalışma Hayatı Koşuşturma”sına çocuğumuz da dahil olur. Bir de emeklilik hayalleri kurar, evet şimdi TAMAM oldu!
Eee sonuç? Sonuçta ne olacak bu çocuk?
Ne olacak TOPRAK olacak.
“Her nefis ölümü tadacaktır”
Bunu unutmayın. Bu dünyanın “FANİ” olduğunu unutmayın.
Ayrıca şunu da unutmayın çocuğunuz özel okula gittiğinde, haftasonları bir sürü kursa gittiğinde iyi bir üniversiteyi kazanacağının bir garantisi yok. Kendisine böyle bir garanti verildiğini iddia eden olabilir mi? İyi bir üniversite bitirenin iyi bir iş bulacağının bir garantisi olmadığı gibi. İyi bir iş bulanın mutlu bir hayatı olamayacağı gibi,...
Hayatta her şeye Allah’ın takdiri olarak bakın. Ama kendinizi de koyvermeyin. Çünkü Allah(C.C) çalışanı takdir eder. Elde etmek istediğiniz şeyler için emek sarfedin. Ama boş işler için de vakit harcamayın. Dünü ve bugünü birbirinin aynı olan zamanını boşa geçirmiştir demiş Peygamberefendimiz (SAV). Yaptığınız işler her zaman size bir değer katsın. Kendinizi hep geliştirin.
Barış Muçe