Şeytanın Bir Oyunu : Vesvese - Prof.Dr.Alaaddin Başar \ Şüphenin Tarifi
Mesela, sen ilahiyat fakültesi öğrencisi olsan ve sana batıl bir dini inceleme görevi verseler, bu konuda bir de seminer yapmanı isteseler, sen o yanlış dini incelediğinde hayaline bazı kötü şeyler gelebilir. Bazen, “Acaba bu adamlar şu meseleyi nasıl açıklıyorlar?” diye onların yanlış görüşlerini tahlil de edebilirsin. Bunlar kesinlikle şüphenin tarifine girmez. Şüphe, yanlışa da doğru kadar ihtimal vermek ve bu ikisi arasında bocalamak demektir. Şüphede akıl kararsızdır; doğru ile yanlış arasında dolaşıp durur. Bir gerçeğe tam inanıldığı halde akla onun aksine bir fikrin gelmesi şüphe değildir. Senin böyle bir meselen olmadığına göre, bunların hiçbirinin sana zararı olmaz. O görüşleri aklın ve kalbin kabul etmediği sürece senin imanına o yanlış düşüncelerin hiçbir zararı dokunmaz.”
Demek ki, yanlış bir inancı yahut şeytanın insan kalbine attığı bir vesveseyi hayal aleminde canlandırmak ve ona taraftar olduğu vehmine kapılmak, yahut onu aklında şekillendirmek, incelemek insanın imanına zarar vermez. Zarar olması için, tasdik-i akli yani aklın o yanlışı kabul etmesi ve iz’an-ı kalbi yani kalbin ona inanması gerekir.
Kaynak : Şeytanın Bir Oyunu : Vesvese - Prof.Dr.Alaaddin Başar