İçindeki tırtıl pupaya dönüşmüş, ilkbaharda kelebek olarak ortaya çıkmayı bekler. Çocukken tanık olduğumuz bu başkalaşımı biliriz (ya da Eric Carle’ın Aç Tırtıl hikayesini okumuşuzdur). Ancak kozanın içinde olup bitenler oldukça gizemlidir. Tırtılın organları ve dokuları şekilsiz, peltemsi bir hal alır ve tırtıla hiç benzemeyen kelebeğin gövdesini oluşturur.
Bilimin başkalaşımının nasıl geliştiği yolunda bir fikri yoktur. Böceklerin bu yola rastlantı eseri girdiğini düşünmek imkansızdır. Bir kelebeğe dönüşmenin kimyasal karmaşıklığı inanılmazdır; binlerce adım itinayla birbirine bağlanmıştır. (Sanki tamirhaneye bir bisiklet bırakıp döndüğünüzde bir Gulfstream bulmuşsunuz gibi).
Ancak bu narin olaylar zincirinin birbirine nasıl bağlandığı hakkında fikrimiz var. Çıplak göze bir tırtılın pelteye dönüşmesi gibi görünen işlemi düzenleyen iki hormon vardır: Biri gençlik hormonu diğeri ise ecdysone’dur. Bu iki hormon larvadan kelebeğe giden hücrelerin nereye gittiklerini ve nasıl değişeceklerini bilmelerini sağlar. Bazı hücrelere ölmeleri emredilir; bazıları kendini sindirirken, yine bazıları gözlere, antene ve kanatlara dönüşür. Bu da yaradılış ve yok oluş arasındaki dengeyi sağlayan narin (ve mucizevi) bir ritmi gerektirir. Bu ritmin, günün uzunluğuna bağlı ve bunun da dünyanın güneş etrafındaki dönüşüne bağlı olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle, milyonlarca yıldır kelebeklerin doğuşuyla yakından bağlantılı bir evrensel ritim bulunmaktadır.
Bilim moleküllere odaklanır, ancak molekülleri kendi amacına göre bir araç olarak kullanmak iş başında gördüğümüz mükemmel bir zeka örneğidir. Bu durumda amaç eski içeriği israf etmeden yeni bir yaratık ortaya çıkarmaktır. (Ve eğer tek bir gerçeklik varsa, bilimin yaptığı gibi, günün uzunluğunun pupanın hormonlarının kelebeğe dönüşümüne neden olduğunu söyleyemeyiz.) Günün uzunluğu ve hormonlar tek gerçekliği oluşturan, aynı yaratıcı kaynaktan gelir. Bu kaynak kozmik ritimleri ve molekülleri uygun gördüğü şekilde kullanır. Günün uzunluğu hormonların değişmesine, ancak hormonların günün değişmesine neden olduğu kadar neden olabilir; her ikisi de kendilerini aynı anda yaratan gizli bir zekaya bağlıdır. Rüyamızda veya bir resimde çocuğun biri beyzbol topuna vurabilir, ancak topun havada uçmasına beyzbol sopası neden olmaz. Rüyanın tümü veya resim tamamen birbirine oturur.)