Message
CIA Pat Price’ın Semipalatinsk hakkındaki çalışmasından çok etkilenmiş olabilirdi ama bu Hal Puthoff ve Russell Targ’ı en çok etkileyen deney değildi. Onları en etkileyeni bir yıl önce yapılmıştı ve bu halk havuzundan başka bir şeyle alakalı değildi.
Targ, SRI Radyo Fizik binasında bakır kaplamalı odada yapılan deneyde Pat Price’ın yanındaydı; Hal ve arkadaşı elektronik hesaplayıcılarından gelişigüzel bir yer belirlemişlerdi ve çıkan yer Palo Alto’daki Rinconada Park’da bulunan bir yüzme havuzuydu, muhtemelen de oldukları yerden beş mil uzaklıktaydı.
30 dakika sonra, Puthoff varması gereken yere varmak üzereyken, Targ Price’ı başlattı. Price gözlerini kapattı ve detaylı bir şekilde tarif etmeye başladı; doğruya yakın ölçülerle büyük havuzu, küçük hafuzu ve etrafındaki binayı. Çizimleri her yönden çok tutarlıydı, bir şey dışında; bölgede bir çeşit su arıtması olduğu konusunda ısrar ediyordu. Hatta çizimlerine dönen aletleri ve havuzların iki tarafında bulunan su tanklarını bile ekledi.
Birkaç yıl Hal ve Russell, Pat’ın bunda hata yaptığını düşündüler. “Sinyallerdeki çok fazla gürültü” olarak bunu tanımlıyorlardı. Orada su arıtma sistemi yoktu ve su tanklarının olmadığı da kesindi.
Daha sonra 1975 yılının başlarında, Russell’a Palo Alto şehrinin yıllık raporu geldi. Şehrin kuruluşunun yüzüncü yılı kutlanmaktaydı ve bu son yüzyılda şehrin imza attığı bazı başarılardan bahsedilmekteydi. Sayfalarını çevirirken gözüne ilişen şey Targ’ı çok şaşırttı; “1913 yılında, belediye tarafından Rinconada Park’a yeni bir su eğlence ünitesi eklendi.” Ayrıca bölgenin o döneme ait resimleri de vardı ve açık bir şekilde iki su tankını gösteriyordu. Russ, Pat’ın çizimlerini hatırladı ve hemen onları çıkardı; su tankları aynı Pat’ın çizdiği yerdeydiler. Pat yeri “gördüğünde”, şu an su arıtması olduğuna dair bütün olası kanıtlar yok olmuş olmasına rağmen, 50 yıl önceki halini görmüştü.
Puthoff tarafından bir araya getirilen bilgilerin en etkileyici yanlarından biri Jahn ve diğer bilim adamlarının bu kadar uzağa gidememiş olmalarıydı. Bir insanın REG makinesini etkileyebilmesi için çok yakınında olması gerekmekteydi. Jahn’ın çalışmalarının en az dörtte birinde katılımcılar yandaki kapıyla, binlerce mil uzaklık arasında bir yerdeydiler. Yine de sonuçlar katılımcıların PEAR laboratuvarında, makinenin tam önünde oturduklarında alınanlarla neredeyse aynıydı. Uzaklık, hatta büyük uzaklık, bir insanın makine üzerindekini etkisini azaltır gibi durmuyordu.
Aynı şey PEAR ve SRI’ın uzaktan görüntüleme deneylerinde de oldu. Uzaktan görüntüleyiciler uzaklardaki ülkeleri, kıtaları görebilmekteydi –hatta uzayın derinliklerini bile-.
Ama Pat Price daha sıradışı bir şeyin örneğini oluşturuyordu. PEAR ve SRI laboratuvarı gibi yerlerden çıkmış olan bu araştırma, insanların geleceği ‘görebildiğini’, geçmişe ‘bakabildiğini’ öne sürmekteydi.
Kendimizle ve dünyamızla ilgili en bozulmamış algımız yer ve zamanla ilgili olandır. Biz hayatı saatlerle, takvimlerle, hayatımızdaki önemli olayların dizgisiyle ölçebileceğimizi düşünürüz. Doğarız, büyürüz, evleniriz, çocuklarımız olur, teker teker evler alırız, birikimler yaparız, kedi köpek sahibi oluruz, sonra her şey yaşlanmak içindir ve yavaş yavaş ölüme yaklaşırız. Aslında zamanın en büyük fiziksel gerçekliğinin elle tutulabilir kanıtı yaşlanmamızdır.
Pat Price çalışmaları ve PEAR araştırmaları varlığın daha derin bir alanında zaman ve mekan olmadığını düşünmeye başladılar, belirli bir etki ve tepki yoktu –bir şeyin diğerine çarpması ve zaman ve mekan içinde bir olay oluşturması-. Kesin zaman ve mekana dayalı Newtoncu fikirler ya da Einstein’ın zaman-mekan izafiyet teorilerinin yerini şimdi daha gerçek bir resim almaktaydı; evren inanılmaz büyüklükte var olan bir ‘buradalık’ta var olmaktaydı. Bu açıklamada ‘buradalık’ uzayın ve zamanın tüm noktalarının tek bir yerde olduğunu tanımlamaktaydı. Eğer atomun küçük parçacıkları her zamanda ve her yerde birbirleriyle iletişim kurabiliyorlarsa, o zaman daha büyükler için de bu geçerliydi. Saf potansiyele sahip olan atomdan küçük parçacıkların yarattığı Alanın kuantum dünyasında hayat, tek bir büyük varlık olarak kendini göstermekteydi. “Zamanı buradan çıkarın” demeyi severdi Robert Jahn, “o zaman her şey daha mantıklı gözükecek”.
Kaynak : Alan - Evrenin Gizli Gücü - Lynne McTaggart