Message
Yaklaşık 2000 yıl kadar önce, Yunanlı bilgin Thales, kehribarın kumaş parçasına sürtünmesi ile küçük kıvılcımlar çıkardığını görmüştü. İki cismin sürtünmesi ile oluşan durgun elektrik yükü denilen statik elektrik ilk kez bu şekilde gözlemlendi.
Statik elektrik durgun, pratik olarak iş yapmayan elektrik türüdür, kontrolsüz bir enerji şeklidir ve zaman zaman boşalmalar yapar. Yağmurlu havalarda bulutlar pozitif yüklü statik elektrikle dolarlar, yeryüzü negatif elektrik yüklü olduğu için, yüksek yerlerden bulutlara elektrik atlar ve buna yıldırım adı verilir. Eğer bu elektrik atlaması buluttan buluta (pozitiften pozitife) ise o zaman şimşek adını alır. Şimşek sırasında, tabiatın en büyük statik elektrik deşarjı (15-20 mega volt) meydana gelmektedir.
İnsanların statik elektrik yüklenmesi, yürüme esnasındaki sürtünmelerden (araçlara inip binerken, çalıştıkları masadan, giymiş-çıkarmış oldukları elbiselerden, şapka-eldiven-çorap giyip çıkarma ve saçımızı tararken veya kurularken) olabilir. Dolayısıyla statik elektrik, çevremizdeki havadan, diğer insan, hayvan, bitki gibi canlılardan veya eşya gibi maddelerden hafif de olsa sürtünme sırasında sürekli olarak almaktayız. İnsanların almış oldukları statik elektrik hem sağlıklarına, hem de kullanmış oldukları elektronik cihazlara zarar vermektedir.
İnsanların günlük yaşamlarında en çok karşılaştıkları sorunlardan biri de statik elektrik yüklenmeleri ve herhangi bir metalle temasları esnasında deşarj (yük boşalması) olmasıdır. Sürtünen iki cisimden biri +, diğeri devamlı – yüklenir. Eğer sürtünen cisimlerden biri insan ise insan devamlı pozitif yük teşkil etmektedir. Statik yüklenmeler yüksek voltaj değerlerinde olduklarından bazen görünür hale de gelebilirler. Ancak statik yükün voltajı çok fazla olmasına karşın, akımı çok zayıftır.
Yukarıdaki açıklamalara gore statik elektrik, dünyanın her tarafında olmak üzere ve özellikle şimşek çakmaları sırasında oluşup yoğun olarak dünyaya akar ve canlı ve cansız her maddenin dış yüzeyinde durağan halde bulunur. Hafif de olsa esinti halindeki havanın vücudumuza sürtünmesi sırasında devamlı olarak, başka canlılara veya cansızlara hafif de olsa sürtünme olacak şekilde dokunduğumuzda da, onlardan vücudumuza statik elektrik aktarımı olur. İşte vücudumuzun derisinin dış yüzeyinde bulunan statik elektrik özellikle ellerde, yüzde, başta ve ayaklarda daha yoğunlaşmış halde yerini alır ve vücudun diğer taraflarında daha az olmak üzere tüm vücudun etrafında bir enerji kirliliği oluşturur. Vücuda eklenmiş statik elektriği hepimiz zaman zaman ve özellikle kış günlerinde daha fazla olmak üzere madeni bir eşyaya dokunduğumuzda (arabayı açarken) veya nadiren de olsa bir başkası ile tokalaştığımızda hafif elektrik çarpması şeklinde fark ederiz.
Vücudumuzdaki bu statik elektrik hali, manyetik alan enerjisi ile zıt bir özellikte olup fazla miktarda olduğunda, manyetik alanın dengeliliğini olumsuz olmak üzere etkileyeceğinden, kişiyi gergin ve huzursuz bir ruh haline de sürükleyebilmektedir. Ayrıca dua sırasındaki düşüncemiz ile oluşan yoğun düşünce enerjisine ilişkin oluşan akımın, ilahi kozmik bilgisayara yönelmesini ve ona net bir akım halinde ulaşacak özelliğini olumsuz olarak etkileyebilmektedir. Diğer bir ifade ile vücudun uç kısımlarında yoğun halde bulunan statik elektrik, düşünce enerjisinin yayılmasının önünde engelleyici kirli, parazit oluşturucu bir elektrik perdesi etkisi yapar.
Düşünce enerjisinin belirli ve her düşünceye göre değişken olan bir frekansı, dolayısıyla da yayılması, yayılma hızı ve gücü söz konusudur. Düşünce enerjisinin yeterli hız ve güçte yayılabilmesi için, hiç olmaması veya en az miktarda olması gerekli olan bu statik elektriği vücuttan uzaklaştırmak, ya vücudu toprağa değdirerek (çıplak ayakla dolaşmak gibi) veya su ile vücudun bu uç yerlerini veya tüm vücudu yıkıyarak (veya toprak ile ovarak – teyemmüm) sağlanabilir.
Statik elektrik alan ile magnetik alan birer karşıt kutuptur. Bu nedenle statik elektrik enerjisinin vücudun magnetik alanını olumsuz bir şekilde etkilemesi söz konusudur. Magnetik alan, statik elektrik alanının dışında, bu alana dik olarak ve tek yönlü akış özellikli olmak üzere onu kuşatır. Magnetik alan, dokusal bedenin-vücudun bir nevi enerji halindeki kopyası, yansımasıdır diyebiliriz.
İnsanın vücudunda olan elektromanyetik dalga yayılımını, ayrıca yaşamakta olduğu dünyanın manyetik alanı, bu alanı da güneş rüzgarının manyetik alanının yoğunluğu ve hızının artışları da etkilemektedir.
Kaynak : Din ve Beyin - Prof.Dr.Gazi Özdemir