Hz.İsmail yumuşak huylu, heyecana kapılmayan vakar ve sükunet sahibi biriydi. Mekke’de doğup, yetişmiş, Cürhümilerden bir kadınla evlenmiş, daha sonra geçimsizliği nedeniyle bu hanımından boşanmış ve ikinci bir hanımla evlenmiştir.
Asil ve olgun bir kadın olan bu ikinci hanımından on iki oğlu doğmuştur ki bunlardan Kayzer ismini verdiği oğlunun soyundan kainatın efendisi Peygamberimiz Hz.Muhammed (SAV) dünyaya gelmiştir. Kayzer, Hz.İsmail’in diğer oğulları gibi Mekke’den ayrılmamış, kardeşi Sabit’le beraber burada kalarak Beytullah’ın hizmetleri ve Hac işleri ile ilgilenmiştir.
Hz.İsmail, babası Hz.İbrahim ile Kabe’nin inşasında da çalışarak büyük şeref ve fazilet kazanmış bir peygamberdir. Gerçekten bu mübarek evin hemen hemen bütün taşları onun sırtından geçmiş, Hacer-i Esved de yine onun tarafından bulunarak getirilmiştir. Cebrail aleyhisselam’ın kendilerine öğrettiği Hac vazifesini ilk yapanlar da onlardır.
İsmail aleyhisselam, 137 yaşında iken Mekke’de vefat etmiş ve Kabe’nin “Hatim” denilen kısmında, annesi Hacer validemizin yanına defnedilmiştir. Bugün de “Hicr-i İsmail” adıyla bilinen bu yer, Kabe’nin içinden sayılır ve tavaf, Hatim duvarının dışından yapılır.
Celaleddin Suyuti “El-Itkan” isimli eserinde Arapça yazıyı ilk yazan kişinin Hz.İsmail aleyhisselam olduğunu bildirmiştir. İbn-i Kesir Tefsiri’nde, Hz.İsmail’in bir ara Filistin topraklarına seyahat ederek, kardeşi İshak’ı ziyaret ettiği, hatta kızlarından birini İshak aleyhisselam’ın oğlu Ays ile evlendirdiği yazılır.