Message
Nebi
Hz.İbrahim’in oğlu Hz.İshak’ın oğlu Ays’ın (Hz.Yakub’un ikiz kardeşi) soyundan (yada oğlu)
Ürdün Toprakları
Sabır denince akla Eyyub aleyhisselam gelir. Hz.İshak’ın oğlu Ays’ın soyundan gelmiştir. Ürdün toprakları içinde yaşamış, zengin ve müreffeh bir hayat sürmüştür. Birçok arazi, emlak ve sürüye sahipti. Yoksullar ve züğürtlere karşı daima merhametli davranır, ihtiyaç sahiplerini koruyup gözetir, kapısına gelenleri asla boş çevirmez, hatta misafirsiz gününün geçmemesi için gayret gösterirdi.
Şeytan, Eyyub aleyhisselam’ı gördükçe kızgınlık ve öfke içinde soluyordu. Onun Allah’a olan bağlılık ve sevgisinin içinde bulunduğu nimetler sebebiyle olduğunu zannediyordu. Yüce Allah hem şeytana, hem de onun gibi düşünenlere ağır bir ders vermek, ayrıca inanan salih müminlerin iman ve sevgisini arttırmak için Hz.Eyyub’u ağır bir imtihan ile sınadı.
Bir gün, içinde mutluluk ve sevinçle dolaştığı evi yıkıldı Hz.Eyyub’un. Ay yüzlü çocuklarının hepsi enkaz altında kalarak can verdiler. Evlatlarının acısı içinde kıvranırken ağır bir hastalık vücuduna musallat oldu. Rahatsızlığı o kadar arttı ki artık hiçbir işle uğraşamıyordu. Yemeğini yiyebilmek için lokmaları bile iki elini birleştirerek ağzına götürmek zorunda kalıyordu. Dili dudağı kurumuş, söz söylemekte güçlük çeker hale gelmişti. Her yanında yaralar açılmış ve sürekli acı veren bu yaralara bir de yıllarca nimet ve ihsanını esirgemediği zavallı insanların zehirler kadar acı sözleri katılmıştı.
Onca servet ve zenginlik kısa bir sürede tükenmiş, sevgili hanımı Rahime, bir lokma ekmek parası kazanabilmek için başkalarının yanında hizmetçilik yapmaya başlamıştı.
Hz.Eyyub ilerlemiş yaşında başına gelen bela ve musibetlere uzun yıllar sabırla katlandı. Rivayetlere göre on sekiz yıl kadar süren bu imtihan döneminde bir tek gün olsun sızlanmamış, haşa isyan ve nankörlük içinde bulunmamıştı.
Yüce Allah, sabrın adeta yaşayan sembolü olmuş bulunan sevgili kulunun imtihanı hakkıyla kazandığını biliyordu tabii. “Ayağını yere vur!” denildi Hz.Eyyub’a. “İşte hem içilecek, hem yıkanacak bir sudur bu.”
Eyyub aleyhisselam aldığı emir üzerine ayağını yere vurdu ve oradan fışkıran temiz sudan içip yıkandı. Bir anda bütün yaralarından; kendisine acı veren hastalığından sıyrılıp çıktı. Eskisinden daha sağlıklı, daha dinç, daha kuvvetli bir hale geldiğini hissetti.
Sonra yüceler yücesi Allah, onun gibi ibadet ve sabredenler için bir hatıra olsun diye hem ailesini, hem de onların bir mislini kendisine bağışladı. Yeni oğulları, kızları dünyaya geldi. Yeni mallara, mülklere ve sürülere kavuştu.