Bir lafzı, diğer bir lafza tahsis etmek anlamına gelen kasr, çeşitli yollarla yapılmaktadır:
1) Olumsuzluk ve istisna harfleri ile;
مَا...إِلَّا şeklinde yapılan daraltmada إِلَّا harfinden önce gelen kelime, ondan sonra gelen kelimeye tahsis edilmektedir.
مَا شَوْقِيٌّ إِلَّا شَاعِرٌ : Şevki yalnızca şairdir.
مَا شَاعِرٌ إِلَّا شَوْقِيٌّ : Şair olan yalnızca Şevki'dir.
مَا هُوَ إِلَّا عَلِيٌّ : O Ali'den başkası değildir. (Şüpheyi ortadan kaldırmak için kurulmuş bir cümle.)
إِنَّمَا ve أَنَّمَا harfleri de benzer anlamlarda kullanılabilir.
إِنَّمَا شَوْقِيٌّ شَاعِرٌ : Şevki yalnızca şairdir.
2) لا، بَلْ، لَكِنْ harfleri ile;
إِنَّمَا أَنَا مِصْرِيٌّ لَا سُورِيٌّ : Ben sadece Mısırlıyım, Suriyeli değil.
مَا وَضْعُ الإِنْسَانِ فِي غَيْرِ مَوْضِعِهِ عَدْلاً بَلْ ظُلْمٌ : İnsanı layık olduğu yerden başka bir yerde kullanmak adalet değildir, zulümdür.
لا أُجِيِّدُ الخِطَابَةَ لَكِنْ الشِعْرَ : Hitabeti iyi yapamıyorum, ancak şiir söylemem iyidir.
3) Takdim ile;
Gramer bakımından mecburiyet olmadığı halde tabii sıralamasının dışına çıkılarak sonda gelmesi gereken bir kelimenin başa alınması durumunda hüküm o kelimeye tahsis edilmiş olur ve böylelikle daraltma meydana gelir. Mesela, fail veya meful, fiilden; haber mübtedadan önce geldiği takdirde tahsis meydana gelir.
سَعَيْتُ فِي حَاجَتِكَ : İhtiyacına koştum.
أَنَا سَعَيْتُ فِي حَاجَتِكَ : İhtiyacına yalnızca ben koştum.
وَإِلَى اللهِ تُرْجَعُ الأُمُورُ : İşler yalnızca Allah'a döner.